Deniz salyası aslında denizde oluşan mikroorganizmaların denize saldıkları organik bileşiklerin suyla teması sonucu şişmesi sonucunda oluşan ve deniz yüzeyine çıkan beyaz-açık kahverengi, köpük görüntülü bir kirletici olarak ifade edilebilir. Özellikle bazı mikroorganizmalar ve neredeyse tüm bitkiler tarafından oluşturulabilen kalın yapışkan özellikli bir madde deniz salyası. Deniz suyunun ısınması ve suyun dingin olduğu dönemlerde artış gösteren deniz salyası yüksek derecede azot, fosfat ve karbon gibi besleyici maddelerin deniz sularına karışmasıyla da endişe uyandırıcı miktarda artış gösterebiliyor.

Uzmanlar tarafından deniz salyasının denizde her zaman oluşan bir tür kirlilik olduğu belirtilmekle birlikte bu yıl özellikle Marmara Denizi üzerinde biriken deniz salyasının yoğunluğuna dikkat çekiliyor. Deniz salyasının yarattığı en önemli problemin başında deniz canlılarına zarar vermesi geliyor. Özellikle su altı yaşamın ev sahipleri olan balıklar başta olmak üzere, yengeçler, denizatları, midye, ahtapot gibi tüm deniz canlılarının zehirlenmesine ve ölmelerine neden olabiliyor deniz salyası. Diğer taraftan her ne kadar avlanma mevsimi kapanmış olsa da özellikle kış aylarında balıkçı ağlarına takılan deniz salyası avlanma konusunda da balıkçılara zorluk yaratan bir durum. Belirli bir düzeye kadar normal olarak kabul edilen deniz salyası denizde miktar olarak çok fazla sayıya ulaştığında mikroorganizmaların ölerek su yüzeyine çıkması su üzerinde bir tabaka oluşmasına neden oluyor. Tabi bu tabaka toksik özellik de gösteriyor ve dolayısıyla kötü kokuya sebep oluyor.
Deniz salyası insan sağlığı açısından da tehlike oluşturan bir unsur. Uzmanlar tarafından küresel ısınmanın artmasıyla birlikte bazı özel ve oldukça zehirli mikroorganizma gruplarının ortaya çıkabileceğine, midye gibi deniz canlılarının bu zehirli mikroorganizmaları biriktirme özelliği olduğuna ve bu midyelerin tüketilmesi sonucu insanların da bu zehirli organizmalarla kontamine olabileceğine dikkat çekiyor.

Belirli bir noktaya kadar normal olarak kabul edilen deniz salyasındaki son bir yılda görülen aşırı artış endişe uyandırmaya başladı. Uzmanlara göre alınabilecek önlemlerin başında özellikle denize ulaştırılan suların deniz salyasını besleyici maddelerden (azot, fosfor ve karbon) arıtılması gerekiyor. Diğer taraftan denizlerin aşırı kirletilmesinin önlenmesi de deniz salyalarının artışını önleyebilecek önemli bir unsur. Şuan için Marmara Denizindeki deniz salyasının artışını önlemek için Büyük Şehir Belediyesi, Tarım ve Orman Bakanlığı ile üniversite işbirliği ile çalışmalar başlatılmış durumda ancak deniz altı yaşam kadar insan sağlığına da önemli zararları olan deniz salyasının bundan sonraki dönemlerde azaltılabilmesi için mutlaka insanlar tarafından da denizlerin temiz tutulmasına dikkat etmek gerekiyor.