İstanbul Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi -

Körler Ülkesi Khalkedon Tarihe Işık Tutuyor

gelişim üniversitesi
  1.   İstanbul Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
  2. Haberler


Körler Ülkesi Khalkedon Tarihe Işık Tutuyor


Tarihi ve kültürel ögeleriyle Avrupa Başkent’i ilan edilmiş İstanbul’da geçmiş dönemlere ilişkin yapılan kazılarda tarihe ışık tutacak yeni belge ve eserler bulunmaya devam ediyor. Körler Ülkesi olarak da anılan şuan Kadıköy’de bulunan Haydarpaşa Garı kazıları sonucu Helenistik döneme ait (3-4. yüzyıllar) yerleşim yerine ulaşıldı.


Geçtiğimiz günlerde İstanbul Zeytinburnu’nda devam eden kazılarda M.S. 3-4. Yüzyıllara ait tarihi eserler ve mozaiklerin bulunduğu ve kazı çalışmalarının devam ettiği haberini vermiştik. Bu kez çalışmaların merkezinde tarihi Haydarpaşa Garı’nda yapılan arkeolojik çalışmalar ve bu çalışmaların sonucunda elde edilen bilgi ve belgeler var. İstanbul Kadıköy’de bulunan Haydarpaşa Garı geçmişte Körler Ülkesi olarak anılıyormuş. Körler Ülkesiyle ilgili yapılan arkeolojik çalışmalar ise bir dönemin tarihini aydınlatmak için önemli ip uçlarıyla dolu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortak yürüttükleri kazılarda M.Ö. 3 ve 4. yüzyıllara ait bir anıt ya da anıt mezar olduğu tahmin edilen bir yapı bulundu. Bununla birlikte arkeologlar bu bölgede yoğun bir mimari yapı kümesinin olduğunu, Khalkedon antik kentine ait liman yolu, antrepo ve liman yolunun diğer tarafında ise o dönem kullanılmış olduğu düşünülen küçük bir yazlık saray olduğunu düşündükleri yapıların varlığından bahsediyorlar. 350 bin metrekare olduğu tahmin edilen bu devasa alanın 65 bin metrekaresinde kazı yapılmış olmasına kazı çalışmaları sonrasında şuana kadar çıkartılan eserler 35 bin kasanın üzerinde. Kazı sonucu döneme ait en eski kalıntılar M.Ö. 5., 6. ve 7. yüzyıllara ait çanak çömlekler ve sikkeler. Şuana kadar yapılan çalışmalar sonucu elde edilen sikkelerin sayısı on bini aşmış durumda ve bu sikkeler 5.-12. yüzyıllar arasında her yüzyıla ait, üzerleri hala okunabiliyor.

Uzmanlar bu bölgenin bir süre Helenistik dönemde yoğun şekilde kullanıldığını, ilerleyen dönemlerde yapıların yıkılmış olduğunu ve geç Bizans Dönemi'nde ise burada küçük atölyelerin olduğu görüşündeler. Osmanlı dönemine ait ise henüz hiçbir ize rastlanmamış. Alanın 285 metrekare gibi önemli bir bölümü ise gün yüzüne çıkmayı bekleyen tarihle dolu ve uzmanlar alanda çalışmalarına devam ediyorlar.

Haberler