İstanbul Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi -

Türkiye Zor Günler Yaşıyor.. Hepimizin Üzerine Düşen Görevler Var..

gelişim üniversitesi
  1.   İstanbul Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi
  2. Haberler


Türkiye Zor Günler Yaşıyor.. Hepimizin Üzerine Düşen Görevler Var..


Türkiye son yılların en zor günlerini yaşıyor. Bir yandan Ege ve Akdeniz’de yüzlerce ormanlık alan yanarken Karadeniz de sel felaketiyle uğraşıyor.


Son bir haftadır Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’e kıyısı olan pek çok yerde yüzün üzerinde yangın çıktı. Sadece ormanları yok etmekle kalmayan yangın bazı bölgelerde yerleşim yerlerine kadar ulaştı. Birçok ev tamamen kullanılamaz hale gelirken çok sayıda hayvan da telef oldu. Aslında orman yangınları neredeyse her sene yaz aylarında canımızı yakan bir durum. Örneğin 2018 yılında Türkiye’de çıkan orman yangınlarının sayısı 2.167 iken bu sayı 2020 yılında 3.339’a ulaştı. 2021 yılı henüz tamamlanmadığı için yıllık envanteri henüz göremiyoruz ancak son 6 günde bile çıkan yangınların sayısı 100’ü çoktan geçti. Yüzlerce hektar alandaki ağaçlar, burada yaşayan canlılar ve yangın esnasında yaşamını yitiren insanlarımız herkesin içini yaktı. Hal böyle olunca hereksin aklına aynı soru geliyor. Eş zamanlı bu kadar çok sayıda yangın nasıl çıktı?

Orman yangınlarının nedeniyle ilgili araştırmalar devam ediyor ve şüphesiz edecek de ancak birçok orman yangının nedeni ne yazık ki kesinliğe kavuşturulamıyor. Sabotaj yapılmış olma ihtimalinin yanı sıra Orman Genel Müdürlüğü’ne göre bu yangınlarda insan faktörü de son derece önemli bir etken. İnsanların ormanlık alanlara daha fazla girebilmeleri, bazı yatırımların (taş ocağı, maden ocağı gibi) bu alanlarda yapılabilmesi ve maalesef Ege ve Akdeniz’in turizm yatırımları açısından cazibesi bu alanlarda çıkan yangınların sayısını arttırıyor gibi görünüyor. Bir de küresel ısınma var tabi ki. Sıcaklıkların hızlı ve aşırı artması, nemin azalması ve kuru hava sıcaklığının artması da bu yangınları tetikliyor. Daha önceki haberlerimizde küresel ısınmanın kuraklığa ve su sıkıntısına neden olacağını ifade etmiştik. Uzmanlar, küresel ısınma sonucu artan sıcaklıklar ve iklim değişikliği de artık hava olaylarının daha şiddetli ve dalgalı olacağını ifade ediyor. Nitekim sadece Türkiye sınırları içinde bile Temmuz ayı sonunda Karadeniz’de yaşanan ani sel felaketleri, Akdeniz ve Ege’de çıkan yangınlar uzmanların ifade ettiği küresel ısınma ve iklim değişikliğinin göstergesi gibi. Ciğerleri kül olan tek ülke Türkiye’de değil. Yangınlardan en fazla etkilenen Türkiye’den sonra İtalya’da alevler altında. Bu yıl İtalya’da çıkan yangın sayısı 800’ü buldu bile.. Bu sayı Yunanistan’da 120 ve İspanya’da ise sayı net olarak bilinmemekle birlikte yüzlerce hektar ormanlık alan son bir haftada yandı. Özetle, Akdeniz çanağındaki ülkeler kızıl alevler altında, yanıyor.

Ama sel ama yangın.. Hem Türkiye’de hem de komşu ülkelerimizde… Hangi nedenle olursa olsun yok olan ormanlık alanları ve tarım arazilerini yerine getirmek çok uzun zaman alacak. Ortalama bir insan ömrü kadar.. Tabi eğer yeniden bu alanlardaki afetlerin önüne geçilmezse. Yangın dolayısıyla yok olan biyo çeşitliliğin eski haline ne kadar zaman sonra ve nasıl döneceğini kestirmekse imkansız. Uzmanlar acilen yangın yönetim planıyla daha fazla daimi statüde çalışanın olması gerektiğini belirtiyor. Nitekim takip sistemiyle yangın ya da sel gibi afetler ön görülebiliyor. O zaman afet yönetim sistemlerinin işlerliğinin arttırılması, afet müdahale sistemlerinin geliştirilmesi ve arttırılması afetlerin geniş alanlara yayılmasını önlemede ve kısa sürede müdahale edilmesinde son derece önemli.. İnsanların bilinçlendirilmesi de şart. Uzun ve köklü bir öğretim gerekiyor bunun için. Belki de bu konudaki en önemli eksikliğimiz yangın, sel, deprem gibi afetlerin sürekli yaşandığı ülkemizde her kademe öğretim planlarında afet eğitimi derslerinin zorunlu olması gerekiyor. Uzmanlara göre önümüzdeki 50 yıl içinde dünya sıcaklığı 11 derece kadar artacak. Bu da küresel ısınmanın daha da yıpratıcı olacağını gösteriyor. O zaman küresel ısınmanın önüne geçecek önlemler de alınmalı –ki daha önceki haberlerimizde belirttiğimiz gibi küresel ısınma sadece afetlere neden olmayacak içilebilir su kaynaklarının yok olmasına, tarımsal üretimin son bulmasına da neden olacak. Tüm bunları yaşamamak için kamu ve özel kurum ve kuruluşlarının yanı sıra bireysel olarak üzerimize düşen önemli görevlerimizi hatırlamamız ve o bilinçle davranmamız gerekiyor.

Haberler